Ve ben
Ve ben bu vatanın en fakiri olsam
Başımı sokacak bir yer bulsam
Bir şiir okusam,
Yanıma gelip oturur tutar elimden, elleri titreyerekDokunur bana şefkatle her kelimesi
Görürüm yazarın kalem tutan nasırlı elini
Kağıdın her yeri karalanmış
Her yerinden tüter hasret
Bakmaz bana
Herkesin derdi kendi kadar
O buraya ait değil, ama ben onun yüreğinden gelen ses de yaşarım
Gözlerimi kapadığımda yerleri susuzluktan çatlak çatlak olmuş bir tarlada bulurum kendimi
Sessizlik karşılar beni
Neredeler diye bakarım, yağmur duasına çıkmışlar
Belim bükülür burada
Buranın kuralı
Burada yaşamak bu
Elime geçen bir değnekle gezerim terkedilmiş şehri
Gözlerimi açmaya korkarım
Koltuğumda otururken belime belimi büken bu karanlık, beni sarar sarmalar
Rahat ettirir
Tanrı misafiri diyorlar burada
Ekmeğini paylaşıyor selam verdiğim insanlar
Toprağın sıcaktan kuruduğu, artık yeşermediği yerden geldiğimi bilircesine soğuk ayran içirirler bana
Nasılsın diye sorarlar, anlatmam ama onlar da anlatmaz
Nasıl bir teslimiyet bu hepsi gülümser
Toplanmış köyün yaşlıları
Yanık sesleriyle bir türkü okur gözlerinden akan yaştan utanırcasına eğerler başlarını
Onlar bilirler sözlerde ki hikmeti
Usul usul yanlarından geçip giderim ben de görmemiş gibi
Sevmeyi hiç tatmamışım gibi
Sende bir haller var diyenleri yalanlıyorum
Eğer konuşsam duymayacaklar
Üzülmekten korkanlarla yaşıyorum
Bu karanlık bana yoldaş
Açmak istemiyorum gözlerimi
Dervişin dizi dibinde yanmak gerek bana
Soğuk gecelerde odun ateşinde demlenen çayı içmek
İçin için kabul edemeyişimi gizlemek
Dilime kadar gelip beni bitiren öfkemi yenmek istiyorum
Burada doğup büyüyor hayranlıkla baktığımız
Gülümsediğinde utandığımız, konuşmaya çekindiğimiz insanlar
Gözlerimi açtığımda gördüğüm beni buraya getirdi
Gözlerimin görmek istediği neyse eğer
Bu kurak topraklarda buldum
Yorumlar
Yorum Gönder