Tacım sen de mi?


 Soğukluğunu havayla paylaşıyor gibisin. 

Gökyüzü kadar uzaksın, ama ne olursa olsun hayranlık uyandırıcı. 

Sevgili ben kaçamam ki senden,  nereye gitsem başımın üstündesin. 

Yağmur gibi damla damla düştün gönlüme, yeşerdin, beni en güzel çiçeklerle süsledin, en güzel kokuları tattırdın. Sonra çekip gittin, fırtınla mücadele ediyorum.  Biliyorum ki bunun ardından sakinliğin çöktüğü bembeyaz bir gelecek bekliyor beni. Ben kızamam bu soğukluğa. Senden geleni, senin gölgende yaşarken nasıl kötü görürüm. 

Güceniyorum bazen, dallarımı kırıyor fırtınan, sağa sola savruluyorum. 

Sonbaharın cilvesi işte, sapsarı yapraklar sardı etrafımı. Her düşen yaprakla benden gidiyor musun ? 

Yapraklara basmamaya gayret ederek yürüyorum, bu insanı bir masalın içindeymiş gibi hissettiren manzarada. 

Bazı günler oluyor ki güneş yokmuşcasına karanlık bir güne uyanıyorum. Bir daha o sıcaklığı yaşayamaycakmış gibi hissettiren bir sis çöküyor. O zaman işte tacım elimden alınıyor, kapı dışarı ediliyorum bu masaldan. Tacım sen de mi sevgili? 

Mevsim kış, karın eridiği gibi eriyip gitmek istiyorum. Bu masalın içinde hiç yaşamamış küçücük bir kar tanesi gibi.Bu dünyadan, görevimi yerine getirip, iz bırakmadan elimi eteğimi çekesim geliyor. 

Ama ne mümkün.. Yere düşen her kar tanesi karışıyor toprağa, bir çimen olup çıkıyor, ve tamamlanıyor sanat eseri. Ama sen görmüyorsun ki onu.. Basıp geçtiğin yol kenarında ki bir çimen. Diğer çimenlerden farksız ve sıradan. Çimen ise gözünü ayıramıyor kendini görmeyen gökyüzünden. Onu gösteren de o görmeyen de o. Sulayıp büyüten de, ezip geçende. 

Bu kışın ardından belki bahar gelir, belki ömür biter. Ben pencere kenarında sisin dağılmasını bekliyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar