Yürüyorum İşte


Buralardan geçiyordum, aynı yolu defalarca yürüdüm. İlerleyişimden eminim ama görüntüler aynı. İnsanlar tanıdılar artık beni. Yanıma gelip yol tarif etmeye çalışanlar, alaylı gözlerle bakanlar ve için için bu gidişe acıyanlar. 

“Ben bunu öğrendim, başka yol bilmem” demek için çabalamıyorum artık. Yolu yürüyen bilir. Gelip geçerken gördüklerim ne kadar aynı olsada, öğrendim susmayı. 

Yağmur yağıyor, bir de sis varsa koca dünya küçük karanlık bir odaya dönüşüyor. Gözün gördüğünden fazlası var bu yolda. 

Çocuklar oyun oynuyorlar, her gün aynı oyunu oynamak için buluşuyorlar. Simalar değişiyor ama oyun aynı. 

Sohbet edenler, çay içenler ve onlara çay servis eden insanlar. Her gün konuşuyorlar, aynı şeyi mi konuşuyorlar? Sıkılıp giden olmadı,  hala anlatıcak çok şeyleri var. 

Yürüyorum yolumda, kimseyle derdim yok. Yol uzun, gelip geçiyor dertler. Bana eşlik eden düşüncelerim hayret ediyor. Ne çok dert var? Her gün farklı, bir sürü dert. Bir önceki günden kalanlarda oluyor bazen, ama yürüdükçe zayıflıyor, dayanamıyorlar bir bir yok oluyorlar.  

Geriye dönüp baktığımda toprağı taze, üzerinde yeni filizlenmiş çimlerlele dolu mezarlar görüyorum. Taşları henüz yapılmamış, başında ağıt yakan insanların onları bırakıp gideceğini bilen cansız bedenler. Onlarda yürür müydü? 

Bir çocuk ağlıyor, annesi teselli etmekten usanmış çekiştiriyor kolundan. Kimin gücü kime yeterse o kazanıyor. 

Yürümek iyi geliyor. Uzaklaştırıyor beni, uzaklaşıcak şeyler bitmiyor, yürüdükçe yürüyecek yollar çoğalıyor. 

Anlamadığım gibi anlatamıyorumda. Yorulduğumu düşünenler var ama yorulmuyorum ben. Seviyorum işte, bana güç veriyor adımlarım.

Bazen çok zorluyor beni yol kenarında ki çiçekler. Koparsam çürüyüp gidecek, koparmasan geride kalıcak. Kararsızlıkla yürümek çok zor. 

Yazın yürümek susatıyor, gölgeler ne kadar az bir bilseniz. Bu kadar yol varken ağaçlar için yer bulamıyoruz. Bu kadar çeşit varken çaresizlik içinde kıvranıyoruz. 

İşte yürüyorum sadece, yürümeye devam ediyorum. Çocuklar oyun oynamaya , çaylar demlenmeye, insanlar konuşmaya devam ediyor. Ağlayan çocuk kendi çocuğunu kucağına alıyor. O da ağlıyor. Dede de çaresiz hatırlamıyor torunu hangi çikolatayı seviyordu? 

Bu yol bitmez düşenler kalanlarla devam eder. Yanıma katabildiklerim, yanım da gelsin istediklerim belki de arkamdan bana yetişeceklerle ilerliyorum. 

Yorumlar

  1. Ve ben artık kimsenin samimiyetine inanmıyorum

    YanıtlaSil
  2. Yolları yürüyemeyecek kadar yorgunuz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar