Haberin yok hiç bir şeyden


 
 İstanbul, daha önce hiç geçmediğim o sokaklarında, tatlı bi esinti eşliğinde yürüsem, birbirleriyle hararetli hararetli konuşan, bilinç dışı ara ara soğumuş çayını yudumlayan insanların önünden, hiç orda yokmuşum gibi geçip gitsem, turistliğimi, her güzel gördüğüm kareyi fotoğraflayarak belli ede ede yürüsem, biraz hızlı yürüsem yollar biticekmiş gibi korka korka, her adımın tadını çıkararak geçip gitsem sokaklarından, arkamda hiç bir iz bırakmadan, sanki o asfalta hiç basmamışımda, yerden hafif yüksekte dolaşmışım gibi, dolaşırken de hiç iz bırakmadığım o asfalta, kendimi bırakmışım gibi hafiflesem, yanlışlıkla göz göze geldiğim insanlar görseler içimde senin sevdan dışında hiç bir şey kalmadığını, birbirlerini dürterek beni gösterseler, hemde parmakla göstermenin ne kadar ayıp olduğunu bilerek, ve İstanbul, bana bakan bu gözlere hiç bir şey anlatamasam, çünkü anlatmaya değer her şeyimi sana anlatmışken, utanarak, bana bakmasınlar isteyerek, kaçsam o sokaktan, ve sen yakama yapışsan asfalta hiç iz bırakmayan ama benim asfalta bıraktığım benliğimi elime tutuşturarak, ben yeni yürümeyi öğrenmiş çocuk heyecanıyla yere düşsem , kanasa dizlerim, ve ağlayarak sana sarılmak istesem, ama İstanbulsun sen, kimine ana, kimine eş, kimine kara sevda olmuşsun,kimine mezar, ben sarılacak yer bulamam, ve tazelensem seninle, havanı içime çeksem, havan da insanlığa ait her şey var, havan insanoğlu kokuyor, çocukluğum kokuyor, taze ekmek, karısını döven o kişiliksizin öfkesi kokuyor, ve emekçinin teri kokuyor, havan kin nefret aşk , savaş kokuyor, ‬ürkek gözlerle seni arasam etrafta, her gördüğüm eski binayı sen sansam, tarihi ağaçlar sen, yeni yapılmış gökdelenlerde ruhunun sıkıştığını görsem, ve denizine bakıp seni düşlesem, akşam olup da gökyüzünün yansıması düşünce denize, işte sen ordasın, bir balığın kalbinde bulsam seni, sıra sıra oltalardan kaçan bir balıksın sen, ve hiç haberin yok hiç bir şeyden.

Yorumlar

Popüler Yayınlar